Tarih: 01.01.2018 00:00

Sahibinden satilik tarihi eser!

Facebook Twitter Linked-in

Kültür ve tabiat varliklariyla ilgili yönetmelikte yapilan degisiklikle artik tarihi eserler satilabilecek. Uluslararasi ve ulusal yasalarla da çelisen ifadeler içeren degisiklige arkeologlar tepki gösterdi.

Sözkonusu degisiklik Korunmasi Gerekli Tasinir Kültür ve Tabiat Varliklarinin Tasnifi, Tescili ve Müzelere Alinmalari Hakkinda Yönetmeligin 10. maddesinde yapildi ve 19 Ocak 2012'de 28178 sayili Resmi Gazetede yayinlandi. 10. maddenin 4. fikrasinda su ifadeye yer verildi: "Müzeye getirilen ve bir yil içinde sahiplerince geri alinmayan varliklar müzelerde korunabilir, durumlarina uygun olarak kayit altina alinabilir veya usülüne uygun olarak Devletçe satilabilir". 10. maddenin 5. fikrasinda ise "etütlük" olarak tasnif edilen ve müzeye alinmasi gerekmeyen eserlerin satilabilecegi belirtiliyor.

KAÇAK KAZILARA IZIN VERMEKLE AYNI

Prof. Dr. Sevil Gülçur, kazida çikarilan eserlerin üç kategoride incelendigini kaydetti. "Yönetmelikte etütlük eserlere atif yapiliyor. Burada müzeye gelen ancak müzenin kabul etmedigi eserlerin kastedildigini düsünmek istiyorum. Kazidan çikan ve üzerinde çalisilacak olan etütlük eserlerin satisi mi söz konusu? Olabilecek sey degil. Ha kaçak kazilarla SIT alanlarini talan etmissiniz, ha bilimsel yöntemlerle kazi yapmissiniz. Hiç farki yok". Arkeologlarin söz konusu yönetmelige tepki göstermesi gerektigini bildiren Gülçur, "bu yönetmeligi hazirlayanlarin oturup ellerini sakaklarina koyarak düsünmeleri lazim. Bu yönetmeligi hos gören meslektaslarimi da kiniyorum" diye konustu.

'YASANIN NE DEDIGI ANLASILMIYOR'  

Emekli müzeci Dr. Seniz Atik de, yönetmelikte geçen "etütlük eser" taniminin muglak olduguna dikkat çekti: "Örnegin, kazilardan müzeye getirilerek teslim edilen eserlerden müze envanterine alinmayip etütlük olarak ayrilan eserlerin durumu nasil degerlendirilecektir? Kazilardan gelen ve etütlük olarak ayrilan eserler, gözden çikarilan eserler degildir, aksine bilimsel arastirmalarin detaylandirilmasi ve uzun zaman içinde çalismalarin tamamlanmasi sirasinda gerektiginde tümlenerek, gerektiginde analizler için kullanilabilecek nitelikteki eserlerdir.  Yani gözden çikarilan ya da oraya etütlük olarak ayrildigi için satilacak ve dagitilacak rastgele bir malzeme degildir". (Ankara/EVRENSEL)


ATIK: ESKI ESERLER VITRIN SÜSÜ DEGILDIR

Emekli müzeci Dr. Seniz Atik, arkeolojik buluntularin koleksiyon yapmak ya da vitrin süslemek için toprak altindan çikarilmadigini da vurguladi. Atik, "arkeoloji, tarihi okuyan bir bilimdir ve kazi ile çikarilan verilerinin de devlet güvencesinde korunmasi gerekir. Bunlarin evrensel bir boyutu da vardir, bu nedenle de sadece ulusal degil uluslararasi yasalarla da korunurlar. Dolayisi ile çok siradan bir is gibi görünen bu durumun yeniden gözden geçirilerek, degerlendirilmesi ve bu maddede kastedilen etütlük ve satilabilecek nitelikteki objelerin neler olabilecegine açiklikla belirtilmesinde ve tanimlanmasinda yarar vardir. Bu haliyle bu madde her türlü yoruma ve istismara açik görünmektedir. Farkinda olmadan da olsa bu degerlerin bir kez dagilmasina ve talanina izin verilirse  dönüsü olmayan bir hataya neden olunabilir."


ÖZDOGAN: DEGERI PARAYLA ÖLÇÜLEMEZ?

Prof. Dr. Mehmet Özdogan ise eski eserlerin parayla ölçülmesinin yanlis oldugunu ve yönetmeligin bu haliyle, eserleri piyasa açmaya olanak sagladigini belirtti. Eski eserlerin insanligin ortak mirasi oldugunu vurgulayan Özdogan, "eski eserlerin dolasimini dünyada bir önkosulla yapabilirsiniz, eserin köken belgesi olmasi gerekir. Böylece eserin tahribi ve çalinmasi engellenir. Bu yapilmazsa eski eser kaçakçiligi ödüllendiriliyor demektir, bu köken belgesiyle desteklenmeli yoksa bundan Türkiye zarar görür" diye konustu.

Yönetmeligin "alel acele, iyi yazilmamis" oldugunu kaydeden Özdogan, özel koleksiyonlarla ilgili bir düzenleme yapmak istendigini ancak hata yapildigini bildirdi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —